23 Mart 2017 Perşembe

Çocuğum Çok Şanslı Çünkü Ben..

Anneliğimle ilgili kendimi çok acımasızca eleştirdiğim dönemler sıkçadır. O dönemlerde ben kendimi sesli bir şekilde eleştirirken bir Allah'ın kulu da çıkıp "yok ya sen harika bir annesin, ne demek bunlar" demiyor. Senin, yanlış yapıyorum sandığını doğruya çevirmiyor.

Annelik serüvenimde takdir edilmek için yol almıyorum ama insan arada sırada da olsa övülmek, pohpohlanmak istiyor. 

Sağ olsun bir blog olaya, tırnağın varsa başını kaşı mantığıyla yaklaşmış ve öveceksen sen kendini öv, kimseden hayır bekleme demiş.

Ben de oturdum, neleri iyi yaptığımı düşündüm ve çocuğumun neden şanslı olduğunu ballandıra ballandıra yazdım. 

Çocuğum çok şanslı çünkü ben..

Çocuk kitabı okumayı seviyorum. Nice çocuk kitabında hayata dair şeyler öğreniyorum.

Kocamı seviyorum. Annesinin ve babasının birbirlerine aşık olduğunu gören çocuk kendini güvende hisseder ve o sevgi etrafını sarar.

Yemek yapmayı, pasta yapmayı seviyorum. Ne de olsa, kek yaparken ya da krep yaparken minik bir yardımcım var.

Çok güzel yoğurt mayalıyorum. Hem de benim diyen anneye taş çıkartacak türden.

Yemeğini kendisinin yemesine müsaade ediyorum. Kaşıkla arkasından gezmiyorum. Karnım doydu deyip sofradan kalktığında doymuş olduğuna inanıyorum.

İyi insan olmaya ve iyi insan olmasına çalışıyorum. Onca kötülüğe ve kötü insanlara rağmen..

İlerde hangi mesleği seçerse seçsin arkasında duracağıma söz veriyorum. Mutlu olacağı mesleği seçeceğini bilmek bile ona yeter.

Araştırıyorum, öğreniyorum, paylaşıyorum. Bilgi, müthiş bir velinimet.

Ağladığında, sakinleşince neden ağladığını önemseyen bir dille soruyorum. Çünkü hiç bir duygu sebepsiz değildir.

Gün içerisinde defalarca "seni çok seviyorum" diyorum. Ve gün içerisinde X2 geri dönüşü oluyor.

İsteklerimi ertelemiyorum. Canım dışarı çıkmak istiyorsa ya da alışveriş yapmak istiyorsa tutup kolundan onu da götürüyorum. Hem birlikte süper bir ikili oluyoruz.

Aynı şekilde kızımın da isteklerini geri çevirmiyorum. Anne bana kitap oku dediğinde kendim uyumak pahasına en sıkıcı çocuk kitaplarını bile okuyorum.

Ivır zıvırdan harikalar yaratmayı seviyorum. Renkli kağıtlardan, bantlardan, kurdelalardan tasarım harikaları yaratıyorum. Sonra da karşısına geçip sanat galerisindeymişiz gibi fotoğraflarımızı çekiyoruz.

Türkü dinliyorum, öğretiyorum. Özünü bilsin istiyorum. Ne mutlu ki severek eşlik ediyor.

Tablet, televizyon ve sağlıksız besinlerden uzak tutmaya çalışıyorum. Her ne kadar bazıları tarafından eleştirilsem de..

Çok fazla oyuncak almıyorum. Elindekilerin kıymetini bilmesine ve tek başına oyun oynamasına fırsat veriyorum. 

3 yaşına sayılı günler kalmasına ve altı bezli olmasına rağmen, bezi bırakması konusunda baskı yapmıyorum. Biliyorum ki hazır olduğunda kendisi fırlatıp atacak.

Başka çocuklarla kıyaslamıyorum. Falancanın kilosu şu kadarmış, vah benimki niye böyle zayıf diye hayıflanmıyorum.

El kadar çocuğa düğün gibi doğum günü partisi organize etmiyorum. Büyüdüğünde bir dilim pastanın üzerine konmuş mumu üfleyip dileğini tutarken de mutlu olabilmesine gayret ediyorum. Doğum gününü özel kılmak için pastasını da kendim yapıyorum, ikramlıkları da, süslemeleri de.. Çünkü biliyorum ki şimdiden ne kadar çok beklenti içine sokarsam, ilerde o kadar hayal kırıklığı yaşayacak. Hayat her zaman ona konseptli özel günler yaşatmayacak. 

Çizgi film karakterleri ile bir dünya kurmasına fırsat vermemeye çalışıyorum. Kabarık elbiseler, tütülü eteklerle evin içinde dolaşmasına izin vermiyorum. Niloya şu aralar idolümüz olsa da abartmadan hayatımızın içine sokuyorum. Ve ilerleyen yıllarda korktuklarımın başıma gelmemesi için dilimi ısırıyorum.

Kendimi diğer annelerle yarış haline sokmuyorum. Herkesin anneliği de çocuğu da kendine. Tek arzum; kendisiyle barışık, özgüvenli, sevecen, adil ve mutlu bir çocuğumun olması.

En önemlisi bazen kayış kopup, devrelerim yansa da anne olmaktan her an mutluluk duyuyorum. Başıma her gelen için şükrediyorum.

Ve asla "asla" demiyorum. Başka ebeveynlerin ya da çocukların hoşuma gitmeyen davranışlarını gördüğümde kınamıyorum. Yok artık bu kadar da olmaz ama demiyorum. 

Anneliğin kitabı olursa eğer başlangıç cümlesinin şu olacağına inanıyorum: Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur, düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın, ölmem der durur, yine de yaşarsın..

7 yorum:

  1. çok güzel ifade etmişsin ilk kızımda hepsine bende dikkat ettim ama maalesef ki ikinci kızımda ufak tefek kaçamaklar yapıyoruz veya yapmak zorunda kalıyoruz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci daha kolay büyüyor diyorlar. Yapın kaçamaklarınızı ikisine de.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Çocuğunuz çok şanslı, çünkü siz harika bir annesiniz.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Ne iyi geldi sözleriniz.. Benden de selam ve saygılar..

      Sil
  3. Tebrik ederim,ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi...Sen çok güzel ve iyi bi annaesin,Kızında,eşinde çok şanslı sana sahip oldukları için!!1

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl ben teşekkür ederim böyle güzel düşünceler için..

      Sil
    2. EBRU ben canım adımı yazmamışım...çok öpüyorum ;)

      Sil

Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...