31 Ekim 2017 Salı

Bir Brownie Yaptım, Kafanı Gömer Uyursun


Eğer bir gün şu anki hayatımdan farklı bir hayat yaşayacaksam; bu, Cafe Fernando’nun yaşadığı hayat gibi olmalı.

Kendisine olan hayranlığım seneler öncesinde başladı. Tariflerindeki asaleti ve mükemmelliği görünce bu hayranlık arttı. İşi gücü bırakıp kendini evde blog ve kitap yazmaya adadığında katlandı. Ve nihayetinde kitabı çıktığında bu hayranlık zirveye ulaştı.

Kitabı daha çıkmadan önce, kitabına vereceğim her kuruşu helal etmiştim. Kitap çıkar çıkmaz sipariş etmiş ve lohusalığımın ilk günlerinde sayfaları karıştırdıkça annemin ve eşimin anlam veremediği tarifsiz bir mutluluk yaşamıştım. 

Peki kimdir bu Cafe Fernando? Adı Cenk Sönmezsoy. Yemek yapmak, yaptıklarını fotoğraflamak ve bunlar hakkında yazmak kadar, yemesinden de çok büyük keyif alan bir yemek meraklısı. İlginç bir adam. Çok iyi yazıyor ve işin sadece yemek tarifi yazmak ve yemek fotoğrafı çekmek olmadığını biliyor. Çok güzel hikayeler anlatıyor. O yüzden yemekle ilgisi olsun, olmasın herkes onu takip ediyor. Hayatında yumurta bile kırmamış, yemek yapmayı bilmeyen okurları var. Çünkü anlattığı hikayeleri seviyorlar.

Bugüne kadar birçok yurtiçi ve yurtdışı basınında yer aldı. Saveur dergisi Dolce&Gabbana için tasarladığı Brownie tarifini “Yılın En İyi Özgün Tatlı Tarifi” seçti. Onun hemen öncesinde, yine Saveur dergisi Cafe Fernando’yu “Yılın En İyi Seyahat Bloğu”, Times gazetesi de Dünyanın En İyi 50 Yemek Bloğu’ndan biri seçti. Restoran önerileri New York Times’ın “2008 Yılı Yemek Başkenti İstanbul” makalesinde yer aldı. Ardından Nick Malgieri’nin Washington Post için hazırladığı bir makalede brownie tarifi ve fotoğrafı yayınlandı. San Francisco Chronicle gazetesinde de yemek yazarı Janet Fletcher için hazırladığı Türk menüsü tarifleri ve fotoğrafları yer aldı. 2008 senesinde Altın Örümcek’de “Yılın Bloğu” seçilen Cafe Fernando, aynı zamanda Saveur ve Gourmet dergilerinin en sevdiği yemek blogları arasında da yer alıyor. 



Bir sürü yemek yazarının hayal bile edemeyeceği ödülleri var. New York Times ve Washington Post’ta çıkmış haberleri var. Times, Cafe Fernando’nun bloğunu, dünyanın en iyi 10 bloğundan biri seçti.

Onca tarifine rağmen hala en sevdiği yemek  annesin karnıyarığı, domatesli pilav ve cacık üçlüsü.


İşte bu Cafe Fernando öyle bir kitap yazdı ki, yazımı tam dört yıl dört ayda tamamlandı. Kitabın İngilizcesi olan The Artful Baker geçtiğimiz haftalarda Amerika’da yayımlandı ve ben en az Cafe Fernando kadar gurur ve mutluluk duydum. Çünkü fazlasıyla hak ediyor.


Cafe Fernando’yu tanıyanlar bilir. Kendisi bir tarifi defalarca deneyip sonrasında blogda paylaşan biridir. Vanilyalı kek tarifi vermiş bile olsa mutlaka o vanilyalı kek mutfağında defalarca pişmiştir. Çünkü Cafe Fernando’nun lügatında tesadüfle elde edilmiş başarıya yer yoktur. Varsa da o tesadüfün arkasında mutlaka sağlam bir deneyim vardır.

Kitabı alalı beri yaklaşık 4 yıl geçti ama ben, sayfalarını huşu içinde karıştırmaktan öteye gidemedim. Kitaplığımın en nadide parçası olan bu kitabı raftan defalarca indirmeme rağmen tarifleri denemeye bir türlü fırsatım olmadı. Belki de cesaretim.

Bir süredir düşündüğüm ve beni telaşa kaptıran bir his içerisindeydim. “Ya yapmak istediklerimi yapmaya ömrüm yetmezse?” diye. Bu his sayesinde kitabı raftan indirdim ve tarifi yapmaya koyuldum. Öncesinde eksik malzemelerimi temin ettim ve birkaç değişiklikle o muhteşem browniyi yaptım.


Brownie tercihiniz nasıldır bilemem ama ben browninin dışı kıtır, içi fazla akışkan olmayan, yoğun çikolata tadını damaktaki her zerreye kadar hissettiren halini seviyorum. İlk seferde içine beyaz çikolata parçaları koyduğum için üzerine ekstra çikolata eritmedim. Belki bir sonraki denemem bol sütlü çikolatayla kaplanmış brownie olur. Tabii ki kitaptaki ilk denemem bu denli enfes olduğundan, diğer tarifleri yapmamdan sıra gelirse..



Cafe Fernando ile ilgili en büyük hayalin nedir diye sorsalar, kendisiyle tanışmak ya da kitabını imzalatmaktan ziyade kendi tariflerimi denemiş olduğunu görmek, eleştirilerini ve layıksam beğenisini duymaktır derim.

MALZEMELER:
  • 300 gr. bitter çikolata (75 grlık 4 paket)
  • 3 yumurta
  • 100 gr. tereyağı
  • 160 gr. toz şeker (1 su bardağı kadar)
  • 140 gr. un (1 su bardağı)
  • ½ çay kaşığı tuz
  • 1 kapsül Dr Oetker vanilya aroması (yoksa eleyin)
  • 1 çay bardağı parçalanmış beyaz çikolata


YAPILIŞI:
  • Fırınınızı 160 derecede ısıtmaya başlayın. 
  • 20 cm’lik kare bir kek kalıbını tereyağı ile ortasını ve kenarlarını yağlayıp içine yağlı kağıt serin. (Yağlı kağıt her kenardan en az 5 cm sarkacak). 
  • Tereyağını bir tencerede eritip ateşten alın. (Sadece eriyene kadar ısıtın, kaynamasın.)
  • İçine bitter çikolataları ekleyip, çikolatalar eriyene kadar spatula ile karıştırın.
  • Mikser kabında yumurtaları ve toz şekeri mikserin en hızlı ayarında 5 dakika çırpın. 
  • İçine yavaş yavaş erimiş tereyağlı çikolatayı ekleyin. 
  • Vanilya aromasını da ekleyerek çırpmaya devam edin. 
  • Mikseri kapatın. 
  • Çok karıştırmamaya dikkat ederek unu ve tuzu da ekleyip spatula ya da tahta kaşıkla karıştırın. (Neden tuz? Çikolatanın tadını keskinleştirmek için)
  • En son parçalanmış beyaz çikolataları da ekleyip fırın kabına boşaltın. 
  • Oldukça yoğun kıvamda bir karışım olacaktır. Spatula ile üzerini düzleyip, fırın kabına eşit yayılmasını sağlayın. 
  • 35-40 dakika kadar pişirip oda sıcaklığında soğumasını bekledikten sonra servis yapın.

Buzdolabında saklama kabının içinde 1 hafta muhafaza edebilirsiniz.

Afiyet şeker olsun..

16 yorum:

  1. Başlık davetkar, fotoğraflar iştah açıcı, anlatım sıcak daha ne diyeyim. Afiyet olsun, bu gönül vermiş halinizi hissedince belki siz de bir kitap yazarsınız diye düşündüm. Gönlünüzden geçiyorsa olsun inşallah. Bizim evde çok sık pişen kek grubudur brownı/ıslak kek.. Daha yumuşak, kıtır olmayan bir kıvam için çikolata miktarı mı etken acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dilekler bunlar.. Çok mutlu oldum inanın. Cafe Fernando gibi bir kitap çıkaracaksam neden olmasın? :) Daha yumuşak bir kıvam için pişirme süresi etkili sanki. 25 dakika pişerse içi daha yumuşak olur sanki. (Ama dışının kıtırlığından emin değilim.)

      Sil
  2. Oh ! nasıl şahane iştah açan bir fotoğraf bu.. Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Beğenmeniz ne güzel :)

      Sil
  3. Bende de kitabi var ve Cenk'e basarilar diliyorum ve basarilarini gordukce mutlu oluyorum :) Kitabi buyuk zorluklarla Turkiye'den siparis vermis ve yurt disina getirtmistim aylarca bekledim :). Bu Brownie bende yaptim. Hatta kitaptan yaptigim ilk tarifti ve cok sevdim.En sevdigim tarifte diyebilirim. Mukemmel olmustu zira. Elinize saglik. Cok guzel gorunuyo.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de en az kendi başarım kadar mutlu oluyorum onun başarılarıyla. Bloğunuza baktım ama Rusça sanırım. Anlatılanlardan bir şey anlamadım ama fotoğraflar süper :)

      Sil

  4. Cafe Fernando'yu ilk kez duydum.Yemek tariflerine ilgim olmadığı halde kitabını alasım geldi.Öyle sevgiyle anlatmışsın ki :)
    Senin yaptığın brownie de çok iyi gözüküyor.Ellerine emeğine sağlık.Bir de çok iyi yapmışsın kitabı raftan indirip,harekete geçerek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yemek tariflerine ilgin olmasa bile bu kitabı mutlaka almalısın Yurdagül. Zaten öyle hayranları var ki yaptıklarından ziyade anlattıklarını okuyor. Beğenmene sevindim browniyi. Bu bir başlangıç oldu. Devamı gelecek.

      Sil
  5. Dilerim bir gün sen de değişik tarifler ve buluşlarınla iyice tanınırsın. Nesli kızım, ne zamandır sana gelemedim. Böyle tatlı ve güzel bir uğraşa herkesin merakı ve isteği olmuyor. Ne mutlu sana ki seviyorsun. Ben de yemek pişirmeyi severim ama tatlıdan kaçıyorum. Artık dikkat etmem gereken yaşlardayım. Yine de tarifi aldım, evde gençler var:) Yazın da çok keyifliydi. Emeğine sağlık kızım. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Ablacım özlemiştim sizi. Çok seviyorum sizin yorumlarınızı, bakış açınızı.. Çok mutlu ettiniz beni yine :)

      Sil
  6. Hep mutlu ol yavrum benim. Sevgiler kızıma :)

    YanıtlaSil
  7. Cafe Fernando'yu yıllardır takip ediyorum. Kitabı da gerçekten çok güzel. Ben de bir yıldır sayfaları tekrar tekrar inceliyorum. Tariflerinden henüz birini denedim. Bu ömür yetmezse düşüncesi bende de var :) Tariflerden ziyade tarif öncesi anlatımlarını keyifle okuyorum. Sitesindeki yazıları da uzun ama insan sıkılmadan okuyabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o tarif öncesi anlatımları.. Kesinlikle çok keyifli bir kalemi var. Bol bol tarif deneyeceğiniz bir yıl olsun 2018..

      Sil

Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...