Benim için rulo pasta demek çocukluğum demek. Bir çoğumuzun da çocukluk hatıralarının bir yerinde vardır rulo pasta. Belki üzeri mumlarla süslenmiş bir doğum günü pastasında, belki çocukken annelerimizle birlikte gittiğimiz kabul günlerinde bir dilimden fazlasına sahip olamadığımız kıymetli hazinede, belki de evimize gelen misafirlere annemizin büyük bir özenle hazırladığı ve masanın baş köşesine oturtulan o eşsiz lezzette. Ondandır belki rulo pasta deyince suratımda hüzünle kaplı bir gülümseme oluşur..
Her şeye yaptığım gibi, sıradan bir pastaya bile bu kadar anlam yükleyen biri olarak, ilk defa rulo pasta yaparken şunu öğrenmiş oldum: Hayatta hiç bir şeyi ertelememek gerekiyormuş. Belki hayatta hiç bir şeye çok fazla anlam yüklememeliyiz olgusunu öğrenmiş olsaydım daha kazançlı çıkardım ama şimdilik hayatta hiçbir şeyi ertelememe sınavından kanaat notuyla geçmiş bulunmaktayım.
Nasıl mı?
Bir kaç ay önce bir dükkanda flamingolu baton pasta tabağı görmüştüm. Görür görmez çok beğenmiş ama o akşam taşımakta zorlanırım düşüncesiyle satın almamıştım. O dükkana çok sık gitmesem de bir gün yolum düşerdi elbet.
Rulo pasta yapacağım sabah, pastayı neyin içine koyacağımı düşündüm. Aklımda hala flamingolu tabak var. İnternetten dükkanın numarasını bulup aradım, tarif ettim. Kalmadı dediler. Üzülmekle pişmanlık arası bir duyguya kapılıp başladım pastamı yapmaya. Önce pastacı kremasını pişirdim. Sonra da pandispanyayı hazırladım. Arasına muz koyacaktım, evde muz da vardı ama biraz olgunlaşmışlardı. Dur dedim gideyim hem muz alayım, hem de evin yakınlarında baton pasta tabağı arayayım.
Pijamadan hallice eşofmanımın üzerine montumu çekip, cebime de kredi kartımı, cep telefonumu ve evin anahtarını koyup düştüm yollara. Bir kaç markette plastik dallı güllü desenli olanlardan buldum. Beğenmedim. Biraz daha gideyim züccaciyelere bakayım dedim, yok ordakileri de beğenmedim. Orası burası derken bir sürü dükkan gezdim ve kendimi otobüs durağında buldum. Bindim otobüse, gittim flamingolu tabağı gördüğüm dükkana. Bir yandan da içimden diyorum ki, acaba adama doğru tarif edemedim de anlamadı mı? Belki de vardır ellerinde de telefonda uğraşmak istemedi mi gibisinden bulma umudu taşıyorum içimde..
Bu arada ülkede ohal var. Üzerimde ne bir kimlik, ne bir para. O gün de üniversite hocaları eylem yapıyor, çevik kuvvet yolu kapatmış, trafik felç. Bir yerlerde Allah etmeye bomba patlasa beni bulamazlar bile diye kımıl kımıl korkmaya da başladım.
Neyse dükkanın yakınında indim otobüsten. Daldım dükkana. Hemen flamingolu tabağı gördüğüm yere yöneldim, önce gözlerimle taradım rafları, yok. Flamingolu baharatlıklar, tuzluklar, pasta tabakları var ama benim aradığım yok. Dükkan sahibine sordum, onlardan zaten sınırlı sayıda gelmişti, kalmadı dedi. Hee biliyorum, ben zaten sabah da aramıştım yok demiştiniz ama ben size güvenmedim, illa gelip kalmadığını gözümle göreyim istedim de diyemedim. Kelebekli başka bir baton pasta tabağı alıp kasaya gittim. Buralarda bu tarz pasta tabakları satan başka dükkan var mı diye sordum. Hemen sokağın başında bizim diğer şubemiz var. Olacağını sanmıyorum ama oraya da bir bakın isterseniz dedi.
Hemen gittim diğer dükkana. Kapının önünde bir adam kolilerin içine eşya yerleştiriyordu. Sizde flamingolu baton pasta tabağı var mı dedim. Kafasını kaldırıp, yok be ablacım dedi ve kolilerini yerleştirmeye devam etti. Ben de madem o kadar gelmişim dükkanın içini bir gezeyim diye dolanırken, "Bir dakka ya, depoda bir şey olacak, ona bir bakın" diye depoya gidip bana pembe kutulu bir paket getirdi. Açınca ne göreyim, benim pembe flamingolu, şeffaf kapaklı pasta tabağım. İşte bu aradığım diye nasıl sevinip elinden kaptıysam adam bi dumur oldu. Vallahi ablacım 15 dakika sonra gelseydin bulamayacaktın. Bu tek kalmıştı, bunu da Elmadağ'daki şubeye gönderecektim birazdan dedi. Kaptığım gibi ücretini ödedim. Bindim otobüsüme, düştüm evimin yollarına..
Kısmette olanın bir şekilde insanı bulduğunu ama yine de işi şansa bırakmayıp hayatta hiç birşeyi ertelememek gerektiğini o vakit öğrendim.
Ve eve gelir gelmez başladım, büyük uğraşlar sonucu bulduğum flamingolu pasta tabağımın üzerine koyacağım rulo pastamı keyifle süslemeye..
Hani Cafe Fernando diyor ya "Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun" diye. Ben de öyle bir pasta yaptım ki bırak yanağını dayayıp uyumayı, yanında beş saniyeden fazla duramaz, anında miğdeye indirirsin.
Hani Cafe Fernando diyor ya "Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun" diye. Ben de öyle bir pasta yaptım ki bırak yanağını dayayıp uyumayı, yanında beş saniyeden fazla duramaz, anında miğdeye indirirsin.
Pandispanyası ıspanaklı, kreması pastacı kremalı, içi muz cumhuriyetli ve gerçek çikolatalı enfes bir rulo pasta..
Hayatımda hiç rulo pasta yapmadığım halde, ilk denememi kütük pastadan yana kullanmış olmak benim için cesaretin ötesinde bir şey olsa da, rulo pastam da aynı keyifi ve lezzeti yaşattı. Hem bana hem de sevdiklerime..
Siz de şık ve lezzetli bir tatlı tarifi arıyorsanız buyrun malzemelere ve yapılışına..
Siz de şık ve lezzetli bir tatlı tarifi arıyorsanız buyrun malzemelere ve yapılışına..
MALZEMELER:
Pandispanya
İçin Malzemeler:
4 yumurta
(sarısı ve akı ayrılmış)
2 yemek
kaşığı tepeleme toz şeker (sarılarını çırpmaya)
4 yemek
kaşığı tepeleme toz şeker (aklarını çırpmaya)
3 tepeleme
yemek kaşığı un
1 paket
vanilya
1 çimdik tuz
(akları köpürtmeye)
1 baş ıspanak
1 baş ıspanak
Pandispanyanın
Yapılışı:
- Öncelikle ıspanakların yapraklarını iyice yıkayıp yarım çay bardağı suda 5 dakika kadar haşlayın. Suyunu süzüp rondodan geçirin. (Çatalla da ezebilirsiniz.)
- Ayrı bir kapta yumurta aklarını bir çimdik tuz ile çırpın.
- Yavaş yavaş 4 yemek kaşığı toz şekeri ekleyerek kar görünümü alana kadar çırpın. Kenara koyun.
- Ayrı bir kapta yumurta sarılarını 2 yemek kaşığı toz şeker ile beyazlayana kadar çırpın.
- Vanilyayı ekleyin.
- Akları da kaşık kaşık döküp, karışıma yedirin.
- Unu ve ıspanak püresini karışıma ekleyin.
- Yağlı kağıt serilmiş dikdörtgen fırın tepsisine karışımı döküp üzerini spatula ile düzeltin. (Her yer aynı kalınlıkta olmalı)
- Tepsiyi birkaç kez tezgaha vurup hava kabarcıklarının çıkmasını sağlayın.
- Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında 15 dakika pişirin. (Fırınınıza göre süre 10 dakika ile 15 dakika arasında değişebilir. Kontrollü bir şekilde pişirin.)
- Fırından çıkarıp ilk sıcağı çıkınca (yaklaşık 2 dakika sonra) yağlı kağıdı ile birlikte rulo yapıp soğumasını bekleyin.
Pastacı
Kreması İçin Malzemeler:
1 litre süt
3 adet yumurta sarısı
1,5 çay bardağı toz şeker
1,5 çay bardağı toz şeker
3 tepeleme
yemek kaşığı nişasta
1 tepeleme yemek kaşığı
un
70 gr oda ısısında
yumuşamış tereyağı (1 yemek kaşığı)
Pastacı
Kremasının Yapılışı:
·
Sütü
bir tencereye alın ve ısıtın. (Kaynamayacak)
·
Derin
bir kasede yumurta sarılarını ve şekeri çırpın.
·
Unu
ve nişastayı ilave edip iyice karıştırın.
·
Isıttığınız
sütü bu karışıma yavaşça yedirin.
·
Tüm
karışımı tencerenin içine alıp, tel çırpıcı sürekli karıştırarak kıvam
alana dek pişirin.
alana dek pişirin.
·
İçerisine
oda ısısında yumuşamış tereyağını da ekleyip mikserin en yüksek
hızıyla 3-4 dakika çırpın.
hızıyla 3-4 dakika çırpın.
·
Pastacı
kremasını bir kaseye alıp ılınması için bekleyin.
Rulo Pastanın
Yapılışı:
·
Soğumaya bıraktığımız
pandispanyayı, yağlı kağıdını dikkatlice çıkararak
açın.
açın.
·
İçine pastacı kremasının yarısını
sürün.
·
Muzları halka halka doğrayıp
kararmaması için üzerlerine limon suyu
sürüp kremanın üzerine dizin.
sürüp kremanın üzerine dizin.
·
Dikkatli ve sıkı bir şekilde
pandispanyayı rulo yapın.
·
Üzerine pastacı kremasının
kalanını sürün.
·
Pastayı buzdolabında dinlendirip, benmari
usulü eritilmiş çikolata ve
muzlarla süsleyerek soğuk olarak servis yapın.
Afiyet şeker olsun..
muzlarla süsleyerek soğuk olarak servis yapın.
Afiyet şeker olsun..
Sevgili kızım. Hayranlıkla okudum. Okurken sanki seninle pembe flamingolu, şeffaf kapaklı pasta tabağı için koşmuş gibi oldum. İnşallah bulur dedim, buldun :) Azmin elinden bir şey kurtulmaz nasipse yavrum. İnşallah nice pastaları konuk eder tabağın ve hep mutlu günlerde masanı süsler. Ne güzel bir tarif, ben şekerimi kontrolde tutmalıyım, tatlıyı o kadar severim ki aslında. Tarifi aldım. Kızımla torunum yerken bir dilimden zarar gelmez
YanıtlaSilEmeğine sağlık kızım. Sevgilerimle :))
Nasipten öteye yol yok be Ece Ablacım. Nasipte varsa gelir Çin'den Yemen'den, nasipte değilse ne gelir elden.. Sağlık her şeyden önemli Ece Ablacım. Aman şekerinize dikkat edin ve siz yine de yarım dilim yiyin, nolur nolmaz :)
SilAzmin elinden bir şey kurtulmaz. Flamingolu o tabak ve siz meşakkatli bir yolun sonunda bulaşacakmışsınız meğer:) O tabağı her gördüğünüzde yaşadığınız macera mutlaka aklınıza gelecek. Pasta da pasta olmuş hani. Ne tabağı ne sizi utandırmış.
YanıtlaSilYapılışını en ince detayına kadar anlatmışsınız. İşte budur.
Ellerinize, emeğinize sağlık...
Kesinlikle azmin elinden kurtulanı görmedim. Tabağımı her kullandığımda bu macerayı hatırlayacağım kesin :)
SilTariflerimi yazarken 10 yaşındaki bir çocuk da okuduğunda yapabilsin diye en ince ayrıntısına kadar anlatmaya gayret ediyorum. Beğenmeniz beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim..
Blogunuzu izlemeye aldım sizide bloguma beklerim :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, uğrarım.
SilAnnem de hep nasipten ötesi yoktur der. Tabii biz nasip diyip elimize gelmesini bekleyince olmuyor ama bunun için azmedince sonuç sevindirici oluyor yazınızda da anlattığınız gibi :))
YanıtlaSilPastanızda çok leziz görünüyor. Tarifini not alacağım, ellerinize sağlık :))
Nasipten öteye yol yok derler. Dediğiniz çok doğru, çabalamak da gerekli. Pastayı denerseniz yorumlarınızı bekliyorum.
SilŞuan öyle çok canım çektikiiiii anlatamam arkadaşlar olsada yesek yaa varyaa... :(
YanıtlaSilNeyseki büyükada bbalık restoranları bölgesindeyim bir şeyler bulurum heralde yiyecek :D
ıspanaklı tatlı hiç yememiştim deneyecem .
YanıtlaSil