Neredeyse yedi ay olmuş blogda bir
şeyler yazmayalı, paylaşmayalı. Oysa ki neler neler oldu bu yedi ayda. Hepsi
bir yana, şiddeti ve acısı içimizden asla çıkmayacak bir deprem oldu ülkemde. Binlerce
insanımız binaların, enkazların altında can verdi. Kimisi ailesini kaybetti,
kimisi yakınlarını, kimisi tanıdıklarını.. Evini, barkını, malını, mülkünü,
işini, hatta gücünü kaybetti insanlar. Hiçbir kaybı olmayanlar bile günlerce
elini kolunu kaldıramadı acıdan. Doğduğundan beri memleketinden hiç çıkmamış
insanlar bilmedikleri şehirlere, köylere göç etti.
Bu ülkede yaşayıp da Hatay mutfağını
duymayan var mıdır? Peki ya Antep mutfağını? Adana’ya gitmese bile hiç Adana
kebap yemeyen biri olabilir mi? Adıyaman çiğ köfte dürüm + ayranın 5 TL’ye
olduğu zamanları hatırlamayan var mıdır? Yoktur değil mi? O zaman şunu
söyleyeyim, eğer Kilis tavayı yerinde yemediyseniz bir süre daha
yiyemeyeceksiniz. Çünkü bu şehirler yerle bir oldu.
Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Adıyaman,
Diyarbakır, Osmaniye, Kilis, Kahramanmaraş, Malatya.. Bu illerimiz yüzyıllardır
mutfağıyla insanları doyurdu, coğrafi işaretli ürünleriyle milyonlara ekmek
kapısı oldu. Bizim de bundan sonra deprem bölgesinde hayatta kalan insanlarımızı doyurmak ve göçle gelen insanlarımıza sahip çıkmak boynumuzun borcu olmalı.
Depremden bir kaç gün önce eşime şunu demiştim.
Adana’da kebap yemediysen kebap yedim deme diyorlar. Ya bi ayarlayalım da Adana’ya
gidelim. Ordan Antep’e geçeriz. Kebap yiyip dönmek bile yeter demiştim. Bu coğrafyada hayal kurmanın ne kadar anlamsız olduğunu bilmeden..
Bunlar gerçeklerdi. Coğrafyasında depremin
kaçınılmaz olduğu bir ülkenin gerçekleri.. Umarım derslerimizi almış,
gerçeklerimizi kabullenmiş ve bilimin ışığında önlemlerimizi almaya
başlamışızdır.
Depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti ama içimizdeki acı hala dinmedi. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlarına sabır ve güç kuvvet diliyorum.
Uzunca bir ayrılığı, gerçeğinden ayırt
etmesi zor olan Yalancı Kestane Şekeri ile sonlandırmak istedim. Eğer bu
yalancıysa, bildiğiniz bütün doğruları unutun derim. İçinde kuru fasulye olması
yiyenlerin devrelerini yakıyor. Sadece görüntü olarak değil, lezzet olarak da
kestane şekerinin kopyası diyebilirim.
İnternette yalancı kestane şekeri diye
arattığınızda karşınıza içi açık sarı görseller çıkacaktır. Ama kestane şekeri
kahverengidir. O yüzden ben farklı tekniklerle kestane şekerine daha fazla
benzeyen bir iç hazırladım. Kesinle önereceğim bir tarif bu. Hatta bu harç ile
kestaneli pasta da yapabilirsiniz. Minik bir tüyo vereyim. Bazı pastacılar
kestaneli pastaların iç dolgusuna kestanenin ağırlığını hafifletmek için kuru
fasulye püresi koyuyor. Bir çok pasta şefi de önerir zaten.
Malzemeler:
İç Harcı İçin:
2 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
1 su bardağı toz şeker
40 gr tereyağı (1 tepeleme çorba kaşığı, yumuşamış)
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Yarım çay kaşığı tarçın
2 paket kara bitter çikolata (120 gr)
2 paket kare sütlü çikolata (120 gr)
Süsleme İçin:
Toz antepfıstığı
Yapılışı:
- Haşlanmış kuru fasulyeyi blendırdan geçirip püre haline getirin. İçine yumuşamış tereyağını ekleyin.
- Ayrı bir çırpma kabında toz şekeri ve yumurtaları mikserle çırpın.
- Kuru fasulye püresini, kabartma tozunu, vanilyayı ve tarçını da ekleyip kek harcı kıvamına gelene kadar karıştırın.
- Pişirme kağıdı serilmiş bir fırın kabına/borcama kek harcını döküp 180 derecelik fırında 40 dakika kadar pişirin. Bu aşamada şuna dikkat edin. Harcın üzeri kızarmaya başlamış ama içi hala cıvık olabilir, içi kek gibi olmasa da katılaşmış bir kıvamda olmalı. Ve asıl kestane şekeri görüntüsünü veren bence üzerinin bi tık fazla kızarması.
- Pişen harcı fırından çıkarıp 10 dakika soğutun. Çatalla ezerek püre haline getirin. Ilıkken elinizle şekil verip pişirme kağıdı serilmiş tepsiye dizin. Birkaç saat buzdolabında dinlendirin.
- Çikolataları benmari usulü eritin. Dolapta dinlenen lokmaları çikolataya batırıp pişirme kağıdı serilmiş tepsiye dizin.
- Üzerlerine antepfıstığı tozu serpin. Buzdolabında bekletip çikolataların donmasını sağlayın. Sonra da Bursa’nın kestane şekerine selam gönderip kahvenizin yanında afiyetle yiyin.
Afiyet şeker olsun..
Kaleminize yüreğinize sağlık bizi yine alıp götürdünüz başka diyarlara. Allah hepimizi korusun
YanıtlaSilgörüntüsü harika eminim tadıda öyledir :) ellerine sağlık.
YanıtlaSil